Menopoz kelimesini duymayan yoktur. Kadın hayatının yaklaşık üçte birini kapsayan menopoz dönemi hakkında herkes hem çok şey bilmekte hem de hiçbir şey bilmemektedir. Tıp adamları arasındaki görüş farklılıkları da işin üzerine tuz biber ekmektedir. Günümüzde menopoz adetten kesilen kadının bir takım şikayetlere alışmak ya da katlanmak zorunda olduğu ve bu şekilde yaşaması gereken bir dönem değildir. Eskiden olduğu gibi menopoz artık yaşlılığın başlangıcı veya hayatın sonbaharı değildir.
Menopoz yumurtalıklardaki yumurta hücrelerinin tükenmesi sonucu beyinden salgılanan hormonlara yumurtalıkların cevap vermemesi ve doğurganlık ile adet kanamalarının sona ermesidir. Ancak olay sadece bununla sınırlı değildir. Adetten kesilme menopozun sadece görünen belirtisidir. Oysa hormon düzenindeki değişikliklerle birlikte vücutta kemik erimesinden, damar sertleşmesine kadar pek çok değişiklik ortaya çıkmaktadır.
Ortalama menopoz yaşını belirlemek güçtür. Yumurtalık fonksiyonlarının azalmaya başlaması ile beraber başlayan döneme perimenopoz denir. Adetlerin kesildiği noktaya menopoz, adetler tamamen kesildikten 1 yıl sonra başlayan ve hayatın sonuna kadar devam eden süreye de postmenopoz denir. Ancak yaygın olarak kullanıldığı şekilde biz de burada postmenopozal dönemi menopoz olarak adlandıracağız.
Amerika’da ortalama menopoz yaşı 51.3 iken ülkemizde yapılan çalışmalarda Türk kadınları için ortalama menopoz yaşı 46.7 olarak saptanmıştır.
Menopoza giriş yaşı her kadında değişkenlik gösterir. Yaşamın herhangi bir yaşında görülebilir. 23 yaşında menopoza giren kadınlar olduğu gibi 50'li yaşların sonuna kadar düzenli olarak adet gören kadınlar da vardır.
Ortalama kadın yaşa süresinin ülkemizde 60-65 yıl civarı olduğunu varsayarsak, kadınlar ömürlerinin üçte birinden fazlasını menopozda geçirmektedirler. Ayrıca menopoz sonrası ortaya çıkan bazı olumsuz değişiklikler menopozal dönemin önemini oluşturmaktadırlar.
Bu değişikliklerden en önemlileri kemik kaybı ve kalp hastalıklarıdır.
Bir kadının menopoza girdiğinin ilk belirtisi adetlerin kesilmesidir. Bunun yanısıra ateş basması, terleme, sinirlilik, uykusuzluk, cinsel isteksizlik, vajinada kuruluk, idrar kaçırma, düzensiz kanamalar menopozu düşündüren bulgulardır.
Hayır. Adet görmemenin pek çok nedeni olabilir. Bunların en sık karşılaşılanı tabidir ki gebeliktir. Hormonal dengesizlik, egzersiz, aşırı kilo kaybı, bazı yumurtalık hastalıkları, rahim hastalıkları durumlarında da adetler kesilebilir.
En sık yanlış olarak menopoz olarak değerlendirilen durum rahim ameliyatlarından sonra adet görülmemesidir.
Rahim olmadığı takdirde doğal olarak kanama da olmaz. Düzenli olarak adet görür iken ameliyat ile rahimleri alınan ve kadınların eğer yumurtalıkları da alınmış ise kişi zamanından önce menopoza girmiş demektir. Oysaki eğer sadece rahim alınmış ise ancak yumurtalıklar duruyor ise kişi menopozda değildir. Çünkü yumurtalıklar fonksiyon görmeye devam etmektedir. Ancak kanamanın gerçekleştiği organ olan rahim bulunmadığından bu kadınlar adet görmezler. Normalde ne zaman menopoza girecek iseler o zamana kadar overleri fonksiyon görür.
NOT: Bu yazı Dr Alper Mumcu (www.mumcu.com)’dan alınmıştır